Zaman ve yer çekimi vücudumuzda özellikle belirli bölgelerde geri dönüşümsüz hasarlara ve değişikliklere yol açar. Bu değişikliklerin en fazla izlendiği anatomik bölgelerden biri, hatta belki de en önemlisi yüzümüzdür. Yüzdeki anatomik yapıların yerleşimi ve dolayısıyla birbirleri ile olan ilişkisi, yer çekimi ve zamandan inanılmaz çok etkilenir. cilt gevşekliği, kırışıklık ve sarkmalar da işte böyle oluşur.
Ancak tüm bu olumsuz değişikliklere rağmen klasik bir yüz germe operasyonu herkesin kolaylıkla altından kalkabileceği bir işlem değildir. Uzun ameliyat süresi, ağrılı ve oldukça sıkıntılı bir operasyon sonrası, aylar süren ödem, şişlikler ve morluklar insanların böyle büyük bir müdahaleden kaçınmasının başlıca sebepleridir. Operasyon sırasında veya sonrasında oluşabilecek oldukça ciddi komplikasyonlar da açıkcasık benim bu klasik yüz germe ameliyatından kaçınma sebeplerim.
Lazer desteğiyle gerçekleştirilen yüz germe uygulamaları, klasik yüz germe ameliyatları ile karşılaştırıldığında çok daha kısa süren ve hem benim, hem de hastalarım için oldukça rahat uygulamalardır.
Yaşlı, yorgun, soluk ve/veya kilolu görünmenin en belirgin işaretleri, yüz ve boyun bölgesindeki cilt gevşemeleri, cilt altı yapılarının elastik özelliklerinin kaybedilmesi, çene kemiğinin keskinliğinin yok olması, çene kenarlarında oluşan potluklar, derinleşen ağız kenarı çizgileri ve sarkık veya tombul bir gıdıdır.
Biz lazerle öncelikle tüm yüz, gıdı ve boyun bölgesindeki cilt altı yağ dokusunu belirli bir oranda eritip alıyoruz. Sonrasında farklı bir lazer platformu, yani başka bir dalga boyu ve frekansa sahip yeni bir lazer ile orta, alt yüz ve boyun bölgesi cilt altı yapılarına (fasya dokusu, ligamentler ve kas dokuları) lazer enerjisi uyguluyoruz. Bu bölgelerde bir hareket sağlıyor, gerginleşme, yapışma ve düzelme sağlıyoruz. Bunları sadece 3 adet 1 mm lik delikten yapıyoruz.
Sarkan ve kalitesini yitirmiş derinin fazlasını alıp, altta oluşturduğumuz diri ve gergin yapıları daha görünür hale getirmek, yani uygulamanın neredeyse tek cerrahi işlemini yapmak ise sadece 30 dakikamızı alıyor.
Lazerle yüz germe operasyonu tamamen lokal anestezi altında yaklaşık 1,5 – 2 saat sürüyor. Hastamız bu esnada hafif uykulu bir şekilde bizimle konuşabiliyor veya müzik dinleyip rahatlayabiliyor. Bunu bir kez daha, daha açık ifade etmekte fayda var; lazerle yüz germe operasyonu genel anestezi yani narkoz altında yapılmıyor.
Lazer ile yüz germe operasyonu, genel anestezi kullanmadığımız için 70 yaş üzeri hastalarda bile rahatlıkla uygulayabildiğimiz bir yöntem.
Aynı seansta kök hücre ile zenginleştirilmiş yağ dokusu enjeksiyonları yapıyoruz, böylece dolgu efekti yakalayıp, istenen bölgeleri daha diri ve belirgin hale getiriyoruz.
Lazer sayesinde kanama ve sinir hasarı gibi operasyon sonrası gerçekleşebilecek önemli komplikasyonlar neredeyse tamamen aşılmış durumdadır. Dolayısıyla hastalarımız klasik yüz germe operasyonlarına göre çok daha güvenli ve sorunsuz bir ameliyat sonrası geçiriyor.
Lazer facelift’i, hastalar açısından kolay ve zahmetsiz olmasının yanında, aynada tanıyamayacağınız farklı bir yüzün değil, 5-10 yıl önceki kendi yüzünüzün, bakışınızın, gençliğinizin ve doğallığınızın size geri kazandırılmasıdır.